Avukatlara ve Hukuk Öğrencilerine Yönelik Eğitim Tamamlandı!

Avukatlara ve Hukuk Öğrencilerine Yönelik Eğitim Tamamlandı!

10/03/2022 | 17 Mayıs

Eğitim 15-25 Şubat tarihleri arasında gerçekleşti ve Avukat Kardelen Yılmaz tarafından yürütüldü.

Avukatlara ve Hukuk Öğrencilerine Yönelik Eğitim Tamamlandı!  - 17 Mayıs

4 başlıktan oluşan eğitim; 15-25 Şubat tarihleri arasında derneğin avukatı Kardelen Yılmaz tarafından yürütüldü.


İlk olarak Anjelik Kelavgil LGBTİ+ Temel Kavramlar sunumu gerçekleştirdi. 


LGBTİ+lar ne zamandır varlar, LGBTİ+  olmak bir hastalık mı gibi soruları cevaplayarak, LGBTİ+ alanına ilişkin yanlış bilinen kavramlar ve yanlış kullanımlar güncel tartışmalardan örneklendirilerek anlatıldı. Hitit dönemine kadar LGBTİ+ ların varlığına işaret eden eserler olduğundan bahsedildi. LGBTİ+ varoluşları kriminalize etmek amacıyla LGBTİ’li olarak anıldığına dikkat çekildi.


Oturumun devamında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi gibi kavramları açıklanak: ‘Kişinin kendi cinsiyetine dair beyanını kabul etmek gerekir. Cinsiyet ifadesi ise bugün toplumda erkeklik maskülenlik, kadınlık feminenlik gibi kavramlar toplumsal atamalarla ikiye ayrılmış olsa da kişinin kendi beyanı ile ilerleyebilecek bir konudur. Dolayısıyla kimseye cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, cinsiyet ifadesi üzerinden atama yapmamak gerekiyor ve özbelirlenim hakkını hatırlamak gerekiyor.’ dedi.Toplumsal cinsiyet ve ikili cinsiyet kavramları açıklandı ve bu kavramların cinsiyetin toplumsallaştığına işaret ettiği belirtildi. ‘Erkeklik, kadınlık makbul olandır’ demenin ikili cinsiyet sistemine karşılık geldiği aktarıldı. 


Oturumun devamında trans varoluşların ayrıca bir politik kimlik olduğu belirtildi. ‘Transların yaşadığı nefret ve fobi politik bir kimlik olarak bu varoluşu sahiplenmeye itiyor’ dedi. Oturumun devamında heteronormativite, cisnormativite kavramları açıklanarak ‘Fobik miyiz?’ sorusunu kendimize her zaman sormamız gerektiğini ve fobinin hedef gösterme, akran zorbalığı, öğretmen zorbalığı gibi her alanda karşımıza çıktığını hatırlattı. ‘Benim de LGBTİ+ arkadaşlarım var’ söyleminden öteye giderek, davranışlarımızın altında fobi olup olmadığını sorgulamamız gerektiğinin altı çizildi. 


Eğitimin ikinci gününde, Defne Güzel ve Av. Enes Salar ile birlikte, HIV Temel Kavramlar, Sağlığa Erişim ve Toplumdaki HIV Algısı ve HIV ve Hukuk anlatıldı. 


İlk olarak Defne Güzel, HIV alanına ilişkin temel kavramlara dair aktarımlar yaptı. HIV ve AIDS’in birbirinden ayrı kavramlar olduğundan bahsedilerek tanımları yapıldı ve örnekler verildi. Ayrıca tıbbi ve bilimsel açıdan HIV/AIDS kullanımının doğru olmadığına değinildi.  Günümüzde uygun tedaviyle AIDS evresi görünmediği, bu evreden HIV taşıyıcılığı evresine döndürülebildiğinin altı çizildi. Sonrasında geçiş yolları aktarılarak korunma yöntemleri anlatıldı. Tanı ve tedavi başlığı altında Defne Güzel, Türkiye’de HIV’in kronik hastalıklar kategorisinde değil bulaşıcı hastalıklar kategorisinde tanımlandığına dikkat çekti. 


B=B ne demek?

‘Düzenli ilaç kullanımı ile birlikte kişilerin viral yükleri düşüyor, HIV vücutta tutunamıyor bu duruma belirlemeyen deniyor, bu durumdayken testlerde negatif çıkıyor. Yani vücutta herhangi bir tahribata sebep oluyor. Bu durum yanında bulaşmayan dediğimiz kavramı getiriyor. Belirlenemeyen durumdaki HIV+ ların korunmasız cinsel ilişkide bile HIV geçişi olmuyor.’ 

‘HIV bir kriz değil, ancak HIV ile yaşayanlar toplumsal bir krizin içindeler.’


Kavramlara dair açıklamalardan sonra, sağlığa erişimde yaşanılan problemler, iş ve eğitim hayatında yaşanılan ayrımcılıklardan bahsedildi. 


İkinci kısımda Av. Enes Salar,  HIV ile yaşayanlara dair pratik hukuki bilgiler aktarımı yaptı. İş hukuku bağlamında HIV statüsünden bahsedildi. Mevzuatların ve içtihatların dilinden ve hasta haklarından bahsedildi. 


Av. Enes Salar: ‘İş hukuku bağlamında HIV statüsüne göre yapılan düzenlemelerin B=B göz önüne alınarak tekrar düzenlenmesi gerekiyor.’ Dedi. Sonrasında hasta haklarından devam edilerek idari başvuru yolları aktarıldı. 


Eğitimin üçüncü gününde İnter Dayanışma’dan Yasemin Bahar ve Belgin Günay ile birlikte, İntersekslere Dair Doğru Tanımlar ve İnterseks Hakları ve Türkiye’de İntersekslerin Durumu ve Dünyadan İyi Örnekler oturumları gerçekleştirildi. 


Yasemin Bahar, interseksten ne anladığımızı sorarak başladı ve aslında ne olmadığından bahsetti. Dünyadaki interseks kişilerin oranlarından bahsetti ancak intersekslere yönelik ayrımcılık ve atamalardan ötürü bu oranın az göründüğüne dair yorumunu ekledi. Devamında temel kavramlara dair aktarımlar yapıldı ve talepler aktarıldı, ayrıca yetişkin intersekslerin ve interseks çocukların yaşadığı ayrımcılık ve şiddete dair aktarım yapıldı. Aydınlatılmış onam alınmadan birçok ameliyatın ‘tıbbi gereklilik’ adı altında gerçekleştirildiği vurgulanarak aslında tıbbi gereklilik olmamasına rağmen bu ameliyatların yalnızca ‘cinsiyet atamak’ için yapıldığı belirtildi. 


‘Kişi kendini interseks olarak tanımlayabilir ancak başka bir cinsiyet kimliği ile de tanımlayabilir.’ 

İkinci oturumunda Belgin Günay, intersekslerin yaşadığı hukuki problemlere değinerek başladı ve bu problemlere dair çözüm önerilerini aktardı. İntersekslere ilişkin haklar ve hukuki düzenlemelerden örnekler verildi. Yine dünyadan iyi örneklerden bahsedilerek malta deklerasyonundan ve Malta’nın 2015 yılında interseks bebekleri ve çocukları rıza dışı tıbbi müdahalelerden korumak için dünyada bir ilk olan mevzuatı kabul ettiği belirtildi. Devamında Yogyakarta ilkelerinden bahsedildi. Bu ilkelerde intersekslere dair düzenlemeler aktarıldı ve bu çerçevede tıbbi istismardan korunma, bedensel ve zihinsel bütünlük ve gerçeği bilme hakkı gibi haklar hatırlatıldı. Diğer ülkelerdeki interseks haklarına ilişkin gelişmelerden ve yapılan yeni düzenlemelerden bahsedildi. 

Eğitimin son gününde Av. Yasemin Öz ve Özge Gökpınar, Yaşlanan ve Yaşlı LGBTİ+’lar, Yaşlılık Çalışmaları ve Yaşlı LGBTİ+’lar Türkiye’deki Mevzuat ve Dünyadan iyi Örnekler oturumlarını gerçekleştirdi. 

 

İlk olarak Özge Gökpınar, 17 Mayıs Derneği’nin neden bu konuyu ele almayı önemsediğini anlatarak başladı ve yaşlılık çalışan ilk LGBTİ+ örgütü olduğunu belirtti. 

Pek çok ülkede yaşlılık meselesinin nasıl ele alındığını ve LGBTİ+’lara ilişkin nasıl hizmet sunulduğuna yönelik araştırmalar yapıldığından bahsetti.


‘Modernleşme ile birlikte yaşlı algısı yerini kronolojik yaşlılığa bıraktı.’


Oturumun devamında bedensel yaşlanma, zihinsel yaşlanma ve kronolojik yaşlanma kavramları açıklandı. Bedensel ve zihinsel sağlıktaki değişikliklerin dikkate alınmadığı bir yaşlılık tanımının olduğunu vurgulayarak, yaşlılık sürecinin çok boyutluluğuna dikkat çeken raporlardan aktarım yapıldı. 


Devamında yaşlı LGBTİ+’ların sorunları ve ihtiyaçlarından aktarımlar yapıldı. LGBTİ+ olmayanlara oranla daha erken yaşlanma olabileceğini çünkü daha fazla yıpranıldığını hatırlattı. Bu duruma örnek olarak da herhangi bir sağlık sorununun olması halinde doktora giden LGBTİ+’ların sayısının az olduğu belirtildi. 


Özge  Gökpınar ayrıca yaşlılara ilişkin yaklaşıma dikkat çekerek,  ‘Malullük ve muhtaçlık üzerinden ele alınan bir konu genellikle. Bu iki konunun kesişimsel tarafları var ama birlikte ele alınmamalı. Devletin güttüğü politika aynı kefeye koyduğu için muhtaç gibi kavramlarla atıfta bulunarak ele alınıyor. Mağdurlaştırarak meşrulaştırılıyor ancak, mağdur ve muhtaç olarak yaşlılar ele alınınca mağdur profili çiziliyor. Onlar devletin kategorisine göre muhtaç, onların arasında tabi ki de LGBTİ+lar yok, hizmet alanlar arasında ayrım yapılmış oluyor. Hizmetlerden mahrum kalınıyor. Meselenin bir de HIV ayağı var, HIV+ iseniz devletin hizmetlerinden yararlanmanız mümkün olmuyor. Bazı huzurevlerinin kabul koşullarında  HIV testi isteniyor. ‘ diyerek hem devletlerin yaşlı politikalarının muhtaçlık ve malullük üzerinde şekillendiğinin altını çizdi hem de bu çerçeve içerisine LGBTİ+’ların dahil olmadığının da altını çizdi. 


İkinci oturumda Yasemin Öz, yaşlılara ilişkin mevzuatı aktardı. 


‘Türkiye’de yaşlılara ilişkin mevzuat çok az. Herkesin heteroseksüel olduğunu varsaydıkları haliyle ne gibi hizmetleri var bakmak istedik ancak çok az düzenleme mevcut.’ Dedi. Ayrıca yaşlı bakımının ev içi ve aileye ait bir konu olduğunun altını çizdi. Kadınların hasta bakımı yapması gibi bir anlayış olduğunu belirtti. 


Oturumun devamında 17 Mayıs Derneği’nin yayımlamış olduğu ve Yasemin Öz’ün hazırladığı raporun hazırlık sürecinden bahsedilerek, rapor üzerinden Türkiye’deki mevzuatta yaşlılık düzenlemeleri ve dünyadan LGBTİ+ kapsayıcı yaşlılık politikalarına ilişkin aktarımlar yapıldı. 


İlgili rapora ulaşmak için: 


https://www.17mayis.org/images/publish/pdf/yasli-lgbti-lar-dunyada-ve-turkiye-de-durum-15-02-2021.pdf

Lütfen girdiğiniz bilgileri kontrol edip ve tekrar deneyin.
Talebiniz Başarıyla İletildi! En kısa sürede iletişime geçilecektir.