“Ayrımcılıktan Yoksulluğa: Türkiye’de LGBTİ+’lar” Raporu Çıktı!

“Ayrımcılıktan Yoksulluğa: Türkiye’de LGBTİ+’lar” Raporu Çıktı!

27/09/2022 | 17 Mayıs

17 Mayıs Derneği, Yoksulluk Çalışmaları kapsamında Etkiniz AB Programı desteğiyle yeni bir rapor yayımladı.

“Ayrımcılıktan Yoksulluğa: Türkiye’de LGBTİ+’lar” Raporu Çıktı! - 17 Mayıs

17 Mayıs Derneği Yoksulluk Çalışmaları kapsamında Etkiniz AB Programı desteğiyle “Ayrımcılıktan Yoksulluğa: Türkiye’de LGBTİ+’lar” adlı yeni bir rapor yayımladı.


Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.


LGBTİ+ toplumunda herkesi kesen yoksulluk meselesine bütüncül bir bakış açısıyla odaklanan ve yoksulluğa ekonomik boyutunun yanı sıra temel insan haklarına erişim çerçevesinden bakan bu rapor, mevcut durumun ortaya konulması ve bundan sonraki süreçte daha detaylı çalışmalar yapılması için bir başlangıç noktası niteliği taşıyor.


Raporun giriş kısmı şöyle:


"Yoksulluk, uzun yıllar boyunca, belirli bir gelir düzeyinin altında olmak, asgari yaşam standartlarına erişememek veya temel ihtiyaçları karşılayamamak gibi durumlarla açıklanmaya çalışıldı. Ne var ki, özellikle son otuz yılda bu geleneksel tanımın yoksulluğu açıklamakta yetersiz kaldığı anlaşıldı ve yoksulluğun yalnızca gelir eksikliği ile ilgili bir konu olmadığı kabul edildi. Yoksulluk, gelir eksikliğinin yanında eğitime, sağlık hizmetlerine, sosyal yardıma ve barınma olanaklarına erişim gibi farklı bir çok etkeni de içeren çok boyutlu bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Bu çok boyutlu yoksulluk algısı, yoksulluğun aynı zamanda kişilerin kendi hayatlarını şekillendirebileceği güce ve imkanlara erişemediği, seslerini duyuramadığı, insan haklarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne saygının olmadığı koşullarla doğrudan ilişkili olduğunu ifade eder. Bu açıdan bakıldığında yoksulluk ile insan hakları, ayrımcılık ve sosyal dışlanma gibi kavramlar arasında bir sebep sonuç ilişkisi olduğunu söylemek mümkündür. Örneğin, yoksulların güvencesiz ve sağlıksız işlerde çalışmaya zorlanmaları veya sağlık hizmetlerinden yararlanamamaları yoksulluğu hak ihlalinin bir sebebi yaparken, bütün çocukların nitelikli eğitime eşit ve ücretsiz bir şekilde erişememesi yoksulluğu bir sonuç olarak karşımıza çıkarabilir. Ayrıca, devam eden ayrımcılık ve insan hakları ihlalleri, kişilerin yoksulluktan çıkmalarını imkansız hale getirebilir.


Yoksulluğa insan haklarını temel alan bir açıdan yaklaşmak, dünyada ve Türkiye’de sistematik olarak ayrımcılığa uğrayan LGBTİ+’ların yaşam koşullarını araştırmayı zorunlu kılıyor. Dünyada son yıllarda - sınırlı da olsa - LGBTİ+’ların yoksulluğu ile ilgili araştırmalardan elde edilen veriler, LGBTİ+’ların eğitim, sağlık, istihdam, barınma ve finansal hizmetlere erişimlerinin daha düşük olduğunu göstermekte. Bu, toplumsal hayatta maruz bırakıldıkları ayrımcılık ve sosyal dışlanmanın, onları yoksulluk riskine açık hale getirdiği anlamına geliyor. Türkiye’de zaman zaman LGBTİ+’ların sosyal politikalardan nasıl etkilendiği ile ilgili çalışmalar yürütülse de ne yazık ki LGBTİ+ yoksulluğu bugüne kadar gündemimizde yeterince yer alamadı. Ancak belirli bir grup veya hak alanı üzerine yeterli bilginin olmaması, o konuda bir sorun veya hak ihlali olmadığı anlamına gelmez; aksine, veri yetersizliğine işaret eder. Dolayısıyla, yoksulluğun LGBTİ+ hak mücadelesinin temel gündemlerinden biri olarak kabul edilmesi ve LGBTİ+lara yönelik sistematik insan hakları ihlalleri ve ayrımcılık ile yoksulluk arasındaki sebep-sonuç ilişkisinin verilerle ortaya konulması gerekir.

17 Mayıs Derneği olarak, Türkiye’deki mevcut ve potansiyel LGBTİ+ yoksulluğunu analiz etmeyi amaçlayan bu çalışmayı üç temel aşamayla yürüttük:


1- Literatür taraması: Çalışmanın ilk adımında, yoksulluğu bir insan hakları ihlali olarak ele alan yerel ve uluslararası kuruluşların yayınlarını inceledik. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki LGBTİ+’ların uğradığı ayrımcılık ve hak ihlallerini ortaya koyan raporları inceledik ve buradaki bilgileri yoksulluk kapsamında yorumladık. Mevcut raporlar, yoksulluk analizinin temel bilgi kaynağını oluşturuyor. Diğer bir deyişle, yoksulluğu farklı hak alanlarıyla birlikte değerlendirirken öncelikle bu raporlarda yer alan verilerden yararlandık.


2- LGBTİ+ hakları ve yoksulluk alanında çalışan örgütlerle toplantılar: Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve Mersin’den sivil toplum örgütleriyle (STÖ) iki toplantı yaptık. 21 Şubat 2022’de yaptığımız çevrimiçi toplantıda doğrudan yoksulluk ve yoksullukla ilişkili olabilecek konularda çalışan STÖ’lerle bir araya geldik. Bu toplantıda, bizim için çok yeni bir alan olan yoksullukla ilgili yapılan çalışmaları bizzat yürütenlerden dinleme şansını yakaladık. 25 Şubat 2022’deki

ikinci toplantıda ise yine çevrimiçi ortamda LGBTİ+ örgütleriyle buluşarak, LGBTİ+’ların artan ihtiyaçlarını ve örgütlerin yoksulluğu ele alırken karşılaştığı sorunları konuştuk. Literatür taramasının yanında bu toplantılar, yoksulluk ve insan haklarına ilişkin bir çerçeve çizmemize ve yoksullukla birlikte mücadele etmek için ne gibi adımları atabileceğimizi düşünmemize yardımcı oldu.


3- Odak grup toplantıları: LGBTİ+ topluluğu içindeki her grubun yaşadıkları özgün olabileceği için mevcut raporlarda yoksullukla bağlantısı en az kurulan üç gruptan - interseksler, HIV’le yaşayan LGBTİ+’lar ve translar - aktivistlerle odak grup görüşmeleri yaptık. 11 Mayıs 2022 ve 18 Mayıs 2022 tarihlerinde yapılan bu toplantılarda katılımcılar, hem kendi kişisel deneyimlerinden hem de alandaki deneyim ve gözlemlerinden hareketle intersekslerin, HIV’le yaşayan LGBTİ+’ların ve transların özellikle eğitim, sağlık ve çalışma haklarına erişirken yaşadıkları ihlal ve ayrımcılıkları, bunların barındırdığı yoksulluk riskini de göz önünde bulundurarak anlattı. Aktivistlerin hem kendi kişisel deneyimleri hem de alana dair gözlemleri, “Hak ihlalleri ve ayrımcılık LGBTİ+’ları yoksullaştırıyor mu?” sorusunun yanıtını aramamıza yardımcı oldu. Ankara İstanbul, Mersin, İzmit, Balıkesir ve Bursa’dan 4 ila 6 aktivistin katıldığı toplantılar yaklaşık 1.5 saat sürdü.


Bu noktada, çalışmanın kısıtlılıklarına da değinmek gerekir. LGBTİ+’ların kendi içinde çeşitlilik göstermesi (toplam nüfusun özelliklerinin bilinmemesi) ve gizliliğin korunmasına dair harcanan öncelikli çaba nedeniyle LGBTİ+’lara yönelik araştırma yürütmek kolay değildir. Bunun yanında, interseksler ve HIV’le yaşayan LGBTİ+’lar yeni örgütlenmeye başladığı için sayıları fazla değil ve görüşmeye açık kişileri bulmak çok zor. Dolayısıyla odak grup toplantılarına katılan kısıtlı sayıda insanın tüm LGBTİ+ topluluğunu temsil ettiğini söyleyemeyiz. Yine de bu sorunu aşmak için katılımcıları alanda çalışan aktivistlerden seçtik ve toplantıda anlattıkları sayesinde tekil örneklerin ötesine geçip LGBTİ+’ların yaşadıklarına dair detaylı bilgiler edinebildik. Hiç kuşku yok ki, LGBTİ+’lar içindeki her grubun yoksulluk riskinin ayrı ayrı değerlendirildiği daha detaylı çalışmalara ihtiyaç var.


Elinizdeki yayın, beş bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, yoksulluğu kısaca tanımlayıp insan hakları açısından ne ifade ettiğinden bahsedeceğiz. İkinci bölüm, Türkiye’de son yıllarda artan yoksulluğu temel ekonomik göstergeler ışığında inceliyor. Üçüncü bölümde, belli başlı hakları kullanırken yaşadıklarından yararlanarak LGBTİ+’ların karşı karşıya olduğu yoksulluk riskinden bahsedeceğiz. Dördüncü bölümde sivil toplum örgütlerinin artan yoksulluk karşısında sürdürdüğü çalışmaları özetleyeceğiz. Son bölüm ise bütün bu süreçten öğrendiklerimizden hareketle hazırladığımız kısa bir değerlendirmeden oluşuyor.


Kısa sürede sınırlı olanaklarla hazırladığımız bu yayının LGBTİ+ hareketinin yoksullukla ilgili çalışmalarına bir altyapı oluşturmasını ve yeni araştırmalar ile savunuculuk faaliyetlerine vesile olmasını umuyoruz."

Lütfen girdiğiniz bilgileri kontrol edip ve tekrar deneyin.
Talebiniz Başarıyla İletildi! En kısa sürede iletişime geçilecektir.